Endokrin Cerrahisi

ENDOKRİN CERRAHİSİ NEDİR?
Tiroid bezi, paratiroid bezleri, böbrek üstü bezler, endokrin pankreas bezi ve bazı nöroendokrin bezler dahil olmak üzere endokrin bezlerinin ameliyatına odaklanan cerrahi bir üst uzmanlıktır.
• Güvenli bir tiroid/paratiroid, böbreküstü bezi ve pankreas nöroendokrin hastalıklarının ameliyatları için mutlaka Endokrin Cerrahisinde deneyimli cerrahlara başvurunuz.

GUATR
Tiroid bezinin herhangi bir nedenle büyümesine guatr denir.
Tiroitteki büyümenin yapısına göre guatr 2 ana alt başlık altında incelenebilir. Büyüme, bez içinde kıvam olarak farklı oval veya yuvarlak alanlardan (nodül) oluşmuş ise nodüler guatr denir. Bezin, içinde nodüller olmaksızın büyümesine ise diffüz guatr adı verilir.

Nedenleri:
İyot eksikliği, Genetik, Cinsiyet (Kadınlarda erkeklere göre 5-10 kat daha sık görülmektedir), Yiyecekler ( Brassica ailesi yiyecekler: Lahana, brüksel lahanası, karnabahar, hardal, şalgam) Bazı kimyasal maddeler (Su kaynaklarının gram negatif bakterilerle veya resorsinol, folat esterleri, disülfitler gibi kimyasal maddeler), İlaçlar, Boyuna radyasyon öyküsü

Cerrahi Tedavi Nedenleri:
Nodüler guatrda tiroidin hava ve/veya yemek borusuna basısına ait klinik bulguların olması, Nodüllerden yapılan biyopside kanser şüphesi

Göğüs içine büyüyen (substernal) multinodüler guatr, Zehirli guatr varlığı

TİROİD NODÜLÜ
Tiroid bezi içerisinde oluşan kitleler olarak tanımlanmaktadır. Farklı büyüklük ve yapılarda bulunan tiroid nodüllerinin pek çoğu iyi huylu ve zararsız olmakla birlikte bir bölümü takip ya da tedavi gerektirmektedir. %5 ila %10 oranında kanser riski barındıran tiroid nodüllerinin diğer iyi huylu nodüllerden ayırt edilmesinde ultrasonografi ve ince iğne aspirasyon biyopsisi bize yol gösterici olmaktadır.

Nefes darlığı ve yutkunma güçlüğü gibi bası semptomları, hipertiroidi ve kanser gibi durumlara yol açabilen tiroid nodüllerinin, erken tanısı ve nitelikli tedavisinin mutlaka alanında tecrübeli doktorlar tarafından uygulanmaları gerekmektedir.

Tiroid bezi hastalıkları arasında en sık karşılaşılan problem olan tiroid nodülleri, Türkiye’de de oldukça sık görülmektedir. Tiroid bezinin büyümesi anlamına gelen guatr ve tiroid nodülü oluşumunun temelinde iyot eksikliğinin önemli olduğu düşünülmektedir. Beslenme alışkanlıkları ve içme sularındaki iyot eksikliğine bağlı olarak ülkemizin bazı bölgelerinde diffüz guatr ve nodüler guatr hastalıklarını daha sık olarak görmekteyiz.

Biyopsi Kararı
Tiroid nodüllerinin varlığında; kanser veya kanser şüphesi taşıyan nodüllere ince iğne aspirasyon biyopsisi yapılmalıdır.
• Ancak biyopsinin 2 durumda tekrar edilmesi gerekmektedir. Bu durumlar;

  1. Alınan biyopsi örneğinin yetersiz (non-diagnostik) olmasıdır ki bu durum Bethesda sınıflamasına göre “Bethesda 1” olarak tanımlanmaktadır.
  2. Diğeri ise Bethesda sınıflamasına göre “Bethesda 3” olarak tanımlanan ve %5-15 kanser riski taşıyan önemi belirsiz atipidir.
    • Her iki durumda da 3 ay sonra biyopsi tekrarı uygundur.

TİROİD KANSERİ
Son zamanlarda tüm dünyada tiroid kanseri sıklığında artış görülmektedir. Tiroid kanserleri bütün kanserler içinde yaklaşık %1’ dir.
Erken tanı konulmaz ve tedavi edilmez ise hastalığın lenf bezleri ve akciğer başta olmak üzere vücudun farklı organlarına yayılması kaçınılmazdır. Özellikle baş boyun bölgesine radyasyon ve ailesinde tiroid kanser öyküsü olan+tiroid nodülüne sahip hastalar olmak üzere; tiroid kanseri öncüsü olabilecek tiroid nodülüne sahip hastaların kontrol ve tedavilerini aksatmaması gerekmektedir.

• Tiroid kanserlerinin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte; özellikle boyun bölgesinin radyoaktif maddelere maruz kalması, ailede tiroid kanseri öyküsünün olması, genetik mutasyonların varlığı, kadın cinsiyet, obezite, alkol kullanımı, ilaçlar ve iyot eksikliği gibi durumlar tiroid kanseri nedenleri arasında yer almaktadır.

GRAVES (ZEHİRLİ GUATR)
Graves hastalığı doğal bağışıklık sisteminin tetiklediği bir hipertiroidi (zehirli guatr) türüdür.
• Graves hastalığı hipertiroidinin (zehirli guatr) en sık görülen formudur.
• Bağışıklık sistemine ait hücrelerin sağlıklı tiroit hücrelerine saldırması sonucu tiroid bezinden çok fazla miktarda tiroid hormonu kana geçer ve hipertiroidi tablosunun oluşmasına neden olur.
• Genetik yatkınlığın Graves hastalığının görülmesinde en önemli faktörlerden biri olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle ailesinde Graves hastalığı olan bireylerde hastalığın görülme riski artmaktadır. Ayrıca stres, üzüntü, sigara içilmesi, iyot içeren besinlerden fazla tüketmek ve bazı ilaçlar bu hastalığın oluşumuna neden olabilmektedir.
• Hastalarda çarpıntı, ellerde titreme, iştah fazlalığına rağmen kilo alamama, adet düzensizliği, sinirlilik, yüksek tansiyon gibi şikayetler görülebilir.
• İlaç tedavisine yanıtsız, nüks görülen veya gözlerde öne doğru büyüme (oftalmopati) olan hastalarda tedavi yöntemi ameliyattır.

TİROİD CERRAHİSİNDE SİNİR MONİTÖRİZASYONU

Tiroidektomi, dünyada olduğu gibi ülkemizde de en çok yapılan cerrahi girişimlerinden biridir. Her ameliyatta olduğu gib tiroid cerrahisi sonrasında da hastanın yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilecek komplikasyonlar oluşabilmektedir. Bunlardan en önemlilerinden birisi ameliyat sonrası görülen ses problemleridir. Tiroidektomi sonrası ana ses teli siniri (reküren laringeal sinir) ve üst ses teli sinirine (superior laringeal sinirin eksternal dalı) bağlı ses problemleri en iyi bilinen problemlerdir. Son yıllarda ameliyat sırasında bu iki sinirin korunmasına katkı sağlamak için kullanılan intraoperatif sinir monitörizasyonu (İONM) ek bir yöntemdir. Bu yöntemin kullanılması giderek artmaktadır.

PARATİROİD ADENOMU
Paratiroid adenomu; parathormon aracılığı İle vücut kalsiyum dengesini sağlayan paratiroid bezlerin normalden fazla büyümesi ve aşırı hormon üretmesi/kalsiyum düzeyinin yükselmesidir.
• Hastalarda kemiklerde kolay kırılma (osteoporoz), kemik ağrıları, karın ağrısı, bulantı, kusma, böbrek taşları, bağırsakta ülser, gastrit, pankreas bezinde iltihaplanma, kabızlık, halsizlik, eklem ve kas ağrıları, yüksek tansiyon, çabuk yorulma, bilinç bulanıklığı, güçsüzlük, görme bozuklukları ve depresyon gibi ruhsal sorunlara neden olmaktadır.
• Bazı hastalarda bu şikayetlerin veya bulguların hiçbiri olmadan sadece kan kalsiyum ve parathormon yüksekliği görülebilir.
• Kandaki kalsiyum ve parathormon seviyesi yüksek saptanan ve paratiroid adenomu tanısı almış hastaların büyük bir çoğunluğunda tek tedavi yöntemi cerrahidir.

SEKONDER HİPERPARATİROİDİ
• Sekonder hiperparatiroidi serum kalsiyum düzeylerinin düşüklüğüne neden olan hastalıklara bağlı olarak oluşur.
• En sık nedeni kronik böbrek hastalığıdır.
• Laboratuvar testlerinde kalsiyum bozuklukları, fosfor düzeyinin yüksekliği, paratiroid hormon düzeyinde artış, artmış veya normal alkalin fosfataz seviyeleri ve azalmış vitamin D düzeylerine sahiptir.
• Hastalarda dirençli kemik ağrısı, kırıklar, kaşıntı, yumuşak doku veya vasküler kalsifikasyonlar, kalsifilaksi, dirençli anemi ve zihinsel durum değişiklikleri görülebilir.
• Hastaların çoğunluğu tıbbi tedavi ile tedavi edilebilir.
• Cerrahi endikasyonlar;

  1. İlaç tedavisine rağmen hiperkalsemi ve / veya hiperfosfatemi ile ilişkili 500-800 pg/ml’den yüksek PTH düzeyi
  2. Kalsifilaksi
  3. Kemik kırıkları ve ağrı
  4. Kaşıntı

BÖBREK ÜSTÜ BEZİ ADENOMLARI
Böbreküstü bezinden kaynaklanan adenomlar ürettikleri hormon türüne göre farklı şikayet ve bulgulara neden olabilirler.

Cushing Sendromu
• Cushing sendromu böbreküstü bezinden kortizon hormonunun fazla üretilmesi ya da başka bir rahatsızlığı tedavi etmek için steroid ilaçların (kortizon) uzun süre kullanılması sonucu da gelişebilir.
• Hastada oluşan başlıca belirtiler:
Aylar içinde yüzün yuvarlaklaşması ve kırmızı yanaklı görünüm alması
Omuzlar arasında kambura benzer yağ birikimi
Gövdenin alt kısmında cilt üzerinde çatlaklar (stria) oluşması
Bitkinlik ve kaslarda güçsüzlük
Vücudun su toplanması (ödem)
Hipertansiyon (yüksek tansiyon)
Aşırı kıllanma
Osteoporoz (kemik erimesi)
Şeker hastalığının başlaması

• Cushing sendromunun tedavisi vücuttaki artmış kortizol miktarını düşürmeye yöneliktir.
Cushing sendromunun sebebi adenom/böbreküstü bezi ise cerrahi olarak tümörün çıkarılması gerekir.

Feokromositoma
• Feokromositoma; adrenal bezde gelişen nadir, genellikle iyi huylu bir tümördür.
• Feokromositomaların belirti ve semptomları genellikle şunları içerir:
Yüksek tansiyon
Baş ağrısı
Ağır terleme
Hızlı kalp atımı
Titremeler
Yüzdeki solgunluk
Nefes darlığı
Panik atak tipi semptomlar
Kaygı
Kabızlık
Kilo kaybı
• Feokromositomada temel tedavi adenomun cerrahi olarak çıkarılmasıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir